İçindekiler
Sınavlara hazırlanan bir öğrenciye, “Ders çalışırken zamanı ve mekânı unuttuğun oldu mu?” diye bir soru ile başlarsak, acaba bu hali hiç yaşadık mı? Yaşadıysak ne sıklıkla yaşıyoruz? gibi sorular da arka arkaya gelecektir. Tabii ki bu soruların yerine göre çok büyük anlamları vardır. Hedefine kilitlenmiş bir öğrenci çalışma şartlarını kendine göre hazırlamıştır. Etrafında ne kadar olumsuz durum olsa da bu onun için bir engel değildir. Çünkü ne istediğini biliyordur ve istediğini de elde etme konusunda kararlıdır. Vazgeçmek asla onun için geçerli değildir. Çalışma şartları, imkânları ne kadar az olsa da bunu gerçekleştiren öğrenciler vardır. Kazanmak, çok iyi şartlara ve imkânlara göre tabii ki daha yüksek olmaktadır. Ama esas faktör bu değildir.
Kazanmada ne kadar istediğimiz ve bu uğurda ne kadar çaba gösterdiğimiz daha önemlidir. İnanç çabayla birleştiğinde işte o zaman mekânda unutulur, zamanda unutulur. Saatler nasıl geçmiş, etrafta ne olup bitiyor bir bir anlamını yitirir. Çalışılan her ne ise zihindeki anlamı ve bıraktığı etki çok daha büyük olur. Bu içsel bir motivasyondur. Kişiyi gerçek harekete geçiren güçtür. Ve mutlaka vizyonu olan her bir birey için olması gereken bir durumdur.
Vizyon Sahibi Olun
Vizyon sahibi öğrenci olmak, üniversite sınavlarına hazırlanan bir öğrenci için aşağıdaki sorulara tatmin edici cevaplar vermesiyle mümkündür. Bir yıl sonra sen kimsin? , 5 yıl sonra sen kimsin? ve 10 yıl sonra Sen Kimsin? bu soruları öğrenci kendine sormalı ve cevapta vermelidir. Geleceğini görme adına, hedeflerini gerçekleştirme adına önemli bir adımdır. Seminerlerimde bazen öğrencilere sorarım gelecek sene sen neredesin? Kimsin? diye. Şu şekilde cevaplar çok sık alırım. “İyi bir üniversitedeyim”. Bence idealist ve vizyon sahibi bir öğrencide bu cevap olmamalı. Üniversite ismi olsun ya da olmasın ama vizyon sahibi, hayali güçlü bir öğrencide bölüm mutlaka olmalı. O bölümün öğrenci için özel bir anlamı da mutlaka olmalıdır.
Bir yıl sonrası, kazanılan bölümdür. Bir bakıma seçilen meslektir. Eğer devam edilip bitirilecek olursa hayatta geçim kaynağıdır. Beş yıl sonrası ise, mesleğe adım atmış olmaktır. İcracı bir mevkiye gelmektir. Üretmek ve gelir elde etmektir. Statü ve yaşam şartlarını büyük ölçüde belirlemektir. On yıl sonrası ise icra edilen meslekte gelinen durumdur. Mutlu muyuz? Başarılı mıyız? Yaptığımız işi ne kadar güzel ve severek yapıyoruz? Etrafımızdaki insanlar kimler? Statümüz ve gelirimizde bir değişiklik var mı?
Hayallerimiz
Bütün bu soru ve yaklaşımlar, kendini geleceğe hazırlayan her bir öğrenci ve birey için önünü görme ve şartları kendi lehine çevirebilme adına çok önemlidir. Vizyonu hayata geçirmek bir anda olmaz. İşin başındayken yani üniversite adayı iken bu sorularla düşüncelerimizi zenginleştirebilirsek, hayallerimiz işte o zaman gerçekleşmiş olacaktır. Bu anlamda hayallerini düşüncede yaşatanlar ve harekete geçenler, bilinçaltlarını da buna inandırmış olmaktadır. Bilinçaltında hayaller gerçek gibi anlam kazanır ve kişiyi daha kolay başarıya götürür. Diğer şartların etkisi artık çok ta önemli değildir. Yeter ki hayalimize sıkı sıkıya sahip çıkalım ve daha kolay sorumluluklarımızın üstesinden gelelim. Dışardan, yani aileden, okuldan, öğretmenden vs. gelen destek, kendi düşünce ve inançlarımızdaki kadar güçlü değillerdir. Son olarak şunu ifade edelim ki, inanılarak yapılan bir işte başarı inanılmayarak, zoraki yapılan bir işe göre bire yirmi oranındadır.
Psikolojik Dan. & Hipnoterapist Mahmut SARIGÜL
“Sınava Hazırlıkta Hedef Belirleme” adlı makalemiz burada son buluyor. Mahmut SARIGÜL’e teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Bu konu ile ilgili “Sınav Stresi Yönetimi” adlı makalemizi okumak için tıklayınız.
YENİ NESİL DANIŞMAN
